2 Temmuz 2010 Cuma

Acılar ve Mutsuzluk Üzerine


Hayatım o kadar sıkıcı o kadar sıkıcı off ne desem bilemiyorum. Ben tam bir şeyleri düzelttim, yoluna koydum derken yeni bir acı patlak veriyor.

O kadar mutsuzum, o kadar bıkkınım ki; doluya koysam almıyor boşa koysam dolmuyor. Ne şehir değişikliği, ne değişen yüzler, ne değişen mekanlar, ne de değişen hayatlar... Hiç birşey sıkıntıma çare olmuyor. Çünkü bu kadar değişikliğin içinde aslında benim için temelde hiç birşey değişmiyor. Sorunlarım aynı, dertlerim, hüzünlerim, özlemlerim, hep aynı olduğu gibi duruyor. Gözyaşlarımın tadı bile kolay kolay değişmiyor.

Aldığım her yeni nefes beni bir adım daha geçmişe, acılarıma götürüyor sanki. Sürekli tekerrür halindeyim. Artık daha iyi anlıyorum ki insan ne kadar uzağa, ne kadar farklılığa kaçarsa kaçsın beyni kendisiyle olduğu sürece hiç birşey değişmiyor. O beyin ki sana her şeyi hatırlatıyor adeta unutmaman için çaba sarfediyor. Çünkü içten içe unutmak istemiyorsun. Mazoşistin allahı olmuşsun farkında değilsin.

Sona doğru; toplayamadığım hayatım gibi toplayamadığım yazımı da Gwendolyn Elizabeth Brooks'un şu dizeleriyle bitirmek istiyorum:

"Tükenmek üzere şu kısacık an
Yakında yok olacak
Ve ister altından yapılmış
İsterse acıyla yüklü olsun
Bir kez daha aynı kılıkla
Karşına çıkmayacak..."

3 yorum:

Caner dedi ki...

Kafandaki herhangi bir düşünceden,acıdan uzaklaşmış adına üretilen her türlü çözümü dene.Ne kadar denersen dene,o tüm çözümlerden kurtulmayı biliyor.

Şöyle yap,böyle yap diyemem sana.Denediğim her yer yoldan sonra gene bir şekilde bulundular,geldiler.

Başlığına müdahale etmek istiyorum bu sebeple;
'Acılar ve Mutsuzluk Üzerime'

öküz altındaki buzağı dedi ki...

kendine gel kadın. silkelen ve kendine gel=)

kendine güzel bir uğraş bul, yenile hayatını şehir değiştirmekle olmaz bu iş unutma;)

mademoiselle dedi ki...

@caner, 'acılar ve mutsuzluk üzerime' başka söze ne hacet.

@pithopitho, olmayınca olmuyor gülmeyince gülmüyor ahh bir bilsen çiçeğim.